Nerede, nasıl ve ne zaman
Bana kalırsa şu saatten sonra mevsim dışı sebze ve meyve kovalamak tamamen ütopik ve üzücü. O güzel verimli topraklardan mevsiminde gelen her ürün eşsizdir ve bize o ürünün tekrar gelebilmesi için sürdürülebilirliğini desteklemek şart. Hangi sebzeyi sevdiğiniz tabi ki önemli, karnabaharı sevmezken kerevize bayılabilirsiniz. En güzeli de mevsim sebzelerinin birbiri yerine konulabilmesidir. Hele de kışsa etli etli tok tok sebzeler bizi karşılıyor, hem kolay pişen hem toprakla uzun süre haşır neşir olduğu için gerek vitamin gerek mineral açısından oldukça zengin rengarenk mahsuller.
Vücudun çoğu zaman ihtiyacı olanı değil, kolaya kaçtığımız, bizde bağımlılık yaratan ve yerken bizi tatmin ettiğini düşündüğümüz internetten siparişle gayet kolay ayağımıza gelen yemekleri tüketiyoruz.
Bunları haftanın 5 günü tükettiğinizi, vücuttan atılmasına yardımcı olacak elementleri aksattığınızı, günlük akvititenizin de minimum olduğunu düşünün. Yavaş yavaş vücudunuzda bir takım bombelerin oluştuğunu, normalden daha kalınlaştığınızı, yürürken nefes nefese kaldığınızı sonra da "Allah Allah neden acaba" dediğinizi hayal edin.
İşte ben tam olarak 3 sene önce böyleydim. Aynaya baktığımda yine kendimi beğeniyordum ama farklı olan bir şey vardı.27 yaşımda merdiven çıkarken nefes nefese kalmaya başlamıştım, kemiklerimde ve eklemlerimde bir takım problemler meydana çıkmış , aldığım kilolar bana kirli bir oyun oynamış, utanmadan bana sabotaj düzenlemişti. Gece yediğim amerikanlı ciğerler, işten geldiğimde söylediğim 1.5 kebaplar, memleketten gelen baklavalar,ambalajlı tatlılar... Hepsi birer iç mihrak haline gelmişti.
Yorumlar
Yorum Gönder